ÖZEL ANKARA BİLTEK KIZ LİSESİ'NDE KURAN-I KERİM 'DE EDEBİ ZENGİNLİK

Öğrencilerimizle Kuran-ı Kerim'in eşsiz üslubunu keşfettik. Teşbih ve mecaz örnekleriyle hem aklımıza hem kalbimize dokunan bir ders işledik.

Kur’an-ı Kerim’in dil yapısı, üslup özellikleri ve çok katmanlı anlatım özelliği öylesine zihne yatkın ve isabetli, fasih ve etkileyicidir ki edebi sanatları ele alırken O’nu edebiyat dünyasının belagat bakımından zirvesine yerleştirmek, O’nun biçim ve mana zenginliğinden istifade etmek gerekir.
Allahu Azimüşşan kelamı bir şiir değildir. Düz yazı da değildir. “Seci” dediğimiz; uyak, tecvid ve anlam derinliğinin bir arada olduğu nesir türünün en özgün edebi formunu ortaya koyan bir ‘şah-eser’dir. Öyle ki hem doğrudan bir mesaj verir hem de sözcükleri sözlük anlamından genişleterek derin mecazi anlatım biçimleri oluşturur.
Örneğin ayetler bir akışta bize kendini okuturken Allah birden bir soru sorar, bizi kendimize döndürüp sarsar. Tiyatro bu teknikten “dördüncü duvarın yıkılması” terimiyle yararlanır. Oyuncu aniden seyirciye döner, doğrudan seyirciyle/bizimle konuşur ve bizi sahneden gerçekliğe taşır. Allah Azimüşşan’ın kitabında sık sık retorik sorular sorarak bize kendimizi sorgulatmasının bir taklidini görürüz.
“Fe-eyne tezhebun?”
(Öyleyse nereye gidiyorsunuz?) [Tekvir, 26]
Beşeri bir eser katman katman döşenebiliyorsa kutsal kitabımıza yalnızca yüzeyden bakabilir miyiz?
Kehf Suresinde anlatılan üç ayrı hikayenin en akıcı ve yumuşak bir geçişle bağlanması edebi eserlerin olay örgüsünün kusursuz bir örneğini önümüze serer. Keza edebiyatımızda hem şekil hem içerik bakımından Kur’an-ı Kerim’e öykünmek vardır. İlk yazma eserlerimiz birer mushaf gibidir. İlk bakışta “Bu bir eser midir yoksa Kur’an-ı Kerim mi?” deriz. Sanatçılarımız en yüce sanatkar ve zanaatkar olan yüce Rabbimizin kelamına, o ilk söze öykünmek isterler, oraya varmak istedikleri için O’nu örnek alırlar. Bir yandan da Kur’an-ı Kerim’in meydan okumasıyla karşılaşırlar. Oysa ne bir benzerini yazabilmişlerdir ne yazabileceklerdir de. Saygıyı ve hayranlığı da beraberinde getiren bu acziyet yazarın eserine naatla, münacatla başlaması geleneğini doğurdu. Halen Kur’an’ın edebiyatçılarımıza gösterdiği söz sanatlarını okuyoruz doğrusu. Pekala bir edebiyat öğretmenine de dersinde halen kaynaklık edebilir dedik ve söz sanatlarından teşbihin en güzel örneklerini birincil kaynağımız Kur’an’dan bulduk. Elbette bizlere bolca teşbih(benzetme) türleri sundu;
 
BAKARA SURESİ |17. AYET
“ Onların durumu, ateş yakan kimsenin durumu gibidir…”
Ayetin devamında bu kimsenin ateşi yakması, etrafını aydınlatması, sonra Allah’ın onların gözlerini karartması anlatılır.
Benzetme Unsurları:
Benzeyen:  Münafıklar (iki yüzlüler )
Benzetilen: Ateş yakan kimse
Benzetme Yönü: Geçici bir aydınlığa(doğru yola) sahip olup sonra karanlığa düşmek
Benzetme Edatı: gibi
Açıklama: Münafıkların geçici imanları ve sonunda küfre dönmeleri bir anlık ateşle aydınlanan sonra tekrar karanlığa gömülen ortama benzetilir.
 
BAKARA SURESİ |171. AYET
“İnkar edenlerin durumu, çobanın haykırışından başka bir şey duymayan hayvanlara benzer.”
Benzeyen:  Kafirler (gerçeği duymayanlar)
Benzetilen:  Hayvanlar (çobanın sesini anlamayan)
Benzetme Yönü:  YOK
Benzetme Edatı: Benzer
Açıklama: Gerçeği duydukları halde anlamayan ve tepki vermeyen kişiler çobanın sesini duyan ama anlamayan hayvanlara benzetilmiştir.
 
NUR SURESİ | 39. AYET
“İnkar edenlerin amelleri, çöldeki seraba benzer; susamış kimse onu su sanır…”
Benzeyen:  Kafirlerin (inkarcıların) yaptığı işler
Benzetilen:  Serap
Benzetme Yönü:  Gerçekte olmayıp var zannedilmesi yönüyle
Benzetme Edatı: Benzer
Açıklama: Kafirlerin yaptıkları görünüşte değerli gibi olsa da, aslında değersiz ve boş olması yönüyle seraba benzetilmiştir. Serap da su birikintisi sanılır ama aslında yoktur.
 
BAKARA SURESİ |261. AYET
“Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yedi başak bitiren ve her başağında 100 tane olan bir tohum gibidir.”
Benzeyen:  Allah yolunda yapılan harcamalar
Benzetilen:  Yedi başak bitiren bir tohum
Benzetme Yönü: Bereketlenmesi yönüyle
Benzetme Edatı: Gibi
Açıklama: Allah yolunda yapılan infakın (harcamanın) bereketlenerek kat kat karşılık bulacağı anlatılır. Bir tohumun başak vererek çoğalması güzel bir somut örneklemedir.